28 Mart 2010

BİLİNMEYEN
Güven ve sevgi yoksunu biri o.Pek çok insana güvenip sayısız defa yanılmış.Bu yüzdendir belki de çeşit çeşit maskeler arkasına sığınmaya çalışması.Yalnızlık denen acıyı defalarca tatmış ve artık mutluluklara yelken açmak istiyor. Kalbinde düğüm olmuş bir sır var,o kadar uzun zaman olmuş ki kalbini açmayalı bu sır bile yosun tutmuş.Farklı insanlarla geçirdiği değersiz zamanları anlamlandırmaya çalışıyor yalnızlık denen dipsiz kuyuya batmamak için.Üç beş kelimelik aktarımlardan veya kazanımlardan öteye gidemiyor hiçbir zaman,genellikle de yerinde sayıyor.Ama o sürekli bir devinim içinde olduğunu söyleyerek kendisini kandırmaya çalışıyor.Bir yere sıkışıp kalmak istemediğini söylese de kendi çizdiği bir tablonun çerçevesini bile aşamıyor düşünceleri.Sevdiği insanlara sırt çevirmekte buluyor çareyi.Evdeki bulgurdan olacağını bilse de pirinç peşinde koşmaktan alamıyor kendini. Canı sıkıldığında kitapların gizemli dünyasına dalıyor;ama sıkılmaya bile vakti yok onun.Hep dertlerle boğuşuyor zihni,dert bulamadığı zaman da kurgulamaya başlıyor.Düşünecek zamanı olmaması için elinden geleni yapıyor,kendini yapmak zorunda olmadığı işler için seferber ediyor. Güçlü görünmeye çalışıyor,aslında o en korkak insandan daha korkak.Gecelerce ağlamak istiyor;ama buna hakkı olmadığını düşündüğünden içine atıyor tüm acılarını.Zaaflarını göstermek istemiyor daha fazla hırpalanmamak için.Diğerlerinden üstün görünmeye çalışsa da onlar gibi bir insan o da. Büyüttükleri tüm idoller gibi geçici bir hevesin peşinde koşuyor.İstediklerini elde edemediğinden yakınsa da onun asıl amacı istediklerini elde etmek değil,istemediklerinden kaçınmak.Kabullenemiyor erken gelen yenilgiyi ve zafer saymıyor kolay elde edileni. Bir kızı seviyor ölesiye.Bu derde düşmeden önce konuşmadığı insanlara anlatıyor derdini,tek amacı bir şeyler öğrenmek.İnsanların hiçbir değeri yok onun gözünde.Herkes birer dublör kalıyor onun için hayat sahnesinde.Dünyanın çevresinde döndüğünü düşünüyor ve küçük masallarla kandırıyor kendini.Kız,onun bu huylarını bilse de kırmak istemiyor onu. Görünmez perdeler arkasına saklanıp koşuyor,tek amacı uzaklaşmak gerçeklerden.Sevda acısıyla yaşamayı da öğreniyor zamanla.Bencil sebepler ardında yitip gitmek istemiyor,istemediği bir amaç uğruna yaşıyor ve ilerleyen zamana dur diyemiyor.Çok konuştuğunu sansa da hep susuyor.Konuştuklarında hep aynı çelişkiyi barındırıyor. Nereye gittiğini bildiğini söylese de,elleri ceplerinde o hep bilinmeyene yürüyor.Ümidini kaybetmiş;ama hâlâ gözlerinin içi gülüyor.

2 yorum:

  1. "Büyüttükleri tüm idoller gibi" derken adamın gözünde büyüttüğü idolleri mi kast ettin, yoksa gözünde büyüttüğü her şeyin, idolleri gibi geçici olduğunu mu?

    YanıtlaSil
  2. Damla'ya katılıyorum.Orada bir anlam belirsizliği var.Onun dışında son derece etkileyici bir yazı ancak hangi anlamı kastettiğini ben de merak ettim.

    YanıtlaSil