tag:blogger.com,1999:blog-55146497767385972712024-02-08T04:36:35.172-08:00Galatasaray Lisesi Edebiyat TopluluğuDamla Çayhttp://www.blogger.com/profile/02595220763807576019noreply@blogger.comBlogger70125tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-79389657103355646502012-02-08T12:35:00.000-08:002012-02-08T12:36:05.792-08:00Un Çuvalı- Geldiğinde ölmüştü. Yemin ederim komiserim. Ben elimi bile süremedim. Ambulansla da gelmemiş. Bizim hademe çocuklar acilin önünde bir araba görmüşler. Ama rengini tarif edemiyorlar. Hasan efendi karaydı diyor, Ali İhsan gök mavisi diye ayak diriyor. Işıktan olacak. Bizim acilin girişindeki lambalar arızalıydı da. Ne diyordum, ha işte o arabadan atmışlar zavallıyı, sonra da basıp gitmişler. Şimdi siz niye plakayı almamışlar diye soracaksınız komiserim. Haklısınız. Bir cahilliktir etmişler. Bağışlamak size düşer. Korkudan olacak, yoksa iyi çocuklardır. Ben kefilim komiserim. Zaten hemen beni çağırdılar. Gittim, nabzına baktım. Vallahi atmıyordu. Derhal sizi aradık. <br />- Peki. Siz dışarıda biraz bekleyin. Hademelerin de sorgusu bitince bir araçla sizi hastaneye bıraktırırım.<br />-Başüstüne komiserim. Ben burada bekliyorum. İhtiyacınız olduğunda… Benim için emirdir komiserim.<br /> <br /> -Hasan Efendi. Şimdi ne oldu ne bitti, anlat bakalım.<br />-…<br />-Yahu, niye dikilip duruyorsun karşımda be adam. İki kelam et de şu dosyayı rafa kaldıralım, sen de kurtul, ben de. <br />-Ne anlatayım ki komiserim. Doktor beyim anlatmıştır hepsini.<br />-Yahu, senin doktor beyinin ifadesini kâfi görsem seni niye buralara kadar çağırayım be adam? Hem olayı baştan sona gören bir sen varsın. Ama sen diyorsan ki doktor beyin dedikleri harfi harfine doğrudur…<br />- Doktor beyim okumuş adamdır komiserim. Onun sözü kitap gibidir bize, hiç şaşmaz. <br />- Yani sen onun ifadesini aynen teyit ediyorsun, öyle mi?<br />- Evet komiserim.<br />-Tamam, tamam. Haydi çık çık. Diğerine de haber ver, gelsin.<br /><br />- Ali İhsan sen misin? <br />-Hee.<br />-Adam gibi cevap versene. Ne o öyle ağzında yuvarlıyorsun sözü.<br />-Kusura kalmayın komiserim. Cahillik işte. Ali İhsan benim.<br />- Hah şöyle, yola gel bakalım. <br />- Geçen gece sizin hastanenin acil servisinin önüne bir araba yaklaşmış. Sonra bu arabadan bir adam atmışlar. Anlat bakalım, neler gördün?<br />- Komiserim, ben sabahları çalışırım aslında. Geçen gece, bizim Ahmet vardır, bildin?<br />- Nereden bileyim ben senin Ahmet’ini? O kim?<br />- Geçenlerde işe başladıydı. Kara yüzlü bir çocuktur; ama yüreği saf altındandır. Böyle yiğit parçası zor bulunur bugün, komiserim. Geçenlerde de mahallesinden bir kıza vurulmuş. Anlattıydı. Böyle zeytin gözlü, kalem kaşlı bir kızmış. İncecik de beli varmış ki sormayın komiserim. Kız mahallede bir o yana bir bu yana salındıkça içim bir hoş oluyor be ağbi, dediydi. Ben de gördüm, valla çok güzel kız be komiserim.<br />- Niye bana bunları anlatıyorsun be adam?<br />- Komiserim, daha demin sen demedin mi anlat diye. Anlatıyorum işte. Kusura kalmayasın, laf lafı açtıysa. <br />- Neyse, neyse. Bitir artık şu lafı adam. <br />- İşte bu kıza sevdalandı da kız buna kafasını çevirip bakmadı. Ahmet de hastalanıp yataklara düştüydü…<br />- Kısa kes demedim mi ben sana?<br />- Haklısın komiserim. İşte o yüzden o gece onun yerine ben çalışıyordum. Ali İhsan emmi bir cigara tüttürmek için dışarı çıktıydı. Bir iki dakika geçti geçmedi, geri döndü. Yüzü kireç gibi. Koş, çağır doktor beyi dedi. Koştum, çağırdım. Doktor beyim de çalışkan adamdır. Sabahtan akşama kadar didinir durur. Yıllar var bilirim, karı kıza da bakmaz, sabah yedi dedin mi takım elbise gömlek iş başı yapar. <br />-Teferruata girmesene be adam.<br />- Doktor beyim de çay içiyormuş odasında. Garibanın bir çayı keyfi vardır. Neyse kapısını çaldım haber vereyim diye. İçeri girdim. Olayı anlattım. Dur, bitireyim şu çayımı, öyle, dedi. Haklı. Koskoca doktor. Bir de öyle her doktora benzemez. Dediydim ya çalışkan adamdır. O kadar işten sonra bir çayı çok görmemek gerek. Biraz bekledim. Sonra telefon çaldı. Başkanın oğlu kapıya çarpıp burnunu kırmış. Yüzü gözü dağılmış. Gören esaslı bir yiğitle yumruklaşmış sanır.<br />- Hayri mi? Başkanın ortanca oğlu?<br />-Adını bilmem. <br />- Odur, odur. Yumurcak, haylazdır, maylazdır; ama sevimli şeydir ha. Mehmet, unutturma da bir ara başkanımızı arayıp geçmiş olsun diyelim. Çocuklara söyle, şöyle güzel de bir çiçek yaptırsınlar.<br />- Emriniz olur komiserim.<br />- Neyse, devam et bakalım Ali İhsan. <br />- İşte doktor beyim çocuğa koştu can havliyle. Ben de Hasan emminin yanına yollandım. Hasan Efendi kapının yanına bir iskemle çekmiş, adamın başında bekliyor! Ne oldu emmi dedim. Doktor gelene kadar bekleyeceğim dedi. Hasan emmi, iyi adamdır, doğru adamdır ha. Doktor, öl dese ölür. Hele anlat şu işin aslını dedim. Acilin önüne kırmızı bir araba yaklaşmış. Arka kapı açılmış. İçeriden zavallıyı un çuvalı gibi fırlatmışlar. Hasan emmi arabada başkan beyi görür gibi olmuş. Ama…<br />- Höst. Nasıl laf o öyle? Seni devlet büyüklerine hakaretten içeri tıkarsam görürsün.<br />- Yok komiserim. Vallahi yanlış anladın. Ben hiç öyle laf konuşur muyum? Sen Akçam köylüsü Ali İhsan’ı tanıyamadın herhal. Yanlış görmüşsündür emmi dedim, hiç olur mu, koskoca başkan. Hasan emmi gözlüğünü taburenin üzerine bırakmış, ben de öyle yorulmuştum ki çöküverdim tabureye. Nereden gelir aklıma? Gözlük kırıldı kırılmasına da cepte beş kuruş yok ki yenisini alalım. O gün bugündür Hasan emmi seçemiyor uzağı. Kendi de dediydi zaten. <br />- Bitti mi anlatacağın?<br />- Vallah başka anlatacak bir şey yoktur komiserim. Hastanemizin hiçbir suçu da yoktur. Doktor beyim gibi namuslu adam bulamazsın. Sizi bile yormak istemedi, gitmeyelim karakollara dediydi de başhekim ısrar etti. Doktor beyim, bu olayı büyütmesek iyi olur dedi, komiseri de yormayalım. İşte böyle yüreği zengin adamdır. <br />- Sizi tembihledi mi peki?<br />-Yok, memur beyim. Hiç öyle şey olur mu? Bizim doktor aklı selim adamdır. Bir iki laf etti, öğüt niyetine. Karakolda nasıl oturulur kalkılır, şehirli adabı nasıl olur onu anlattı. Sağolsun.<br />- Mehmet, sen niye karışıyorsun, sen söyle bakayım ne yazdın rapora?<br />-Adamın verdiği ifadeyi evraka harfiyen yazdım geçirdim efendim.<br />-Ver bir bakayım. Bu arada Ali İhsan mısın nesin, şurayı imzala da çık git.<br /><br />-Yahu, oğlum sen dangalak mısın?<br />-Af buyurun efendim?<br />-Yahu üç adam da ne dediyse harfiyen işlemişsin. Olmaz ki. Haydi ilk ikisi neyse de şu sonuncu pek hoş zırvaladı. Onu niye yazdın be oğlum?<br />- Efendim, adam farkında olmadan olaya ilişkin pek çok şey itiraf etti. Belli, biri zorlamış söylemesin diye. Ama namuslu adammış.<br />-Sus, onun namusunu sorgulamak sana mı kalmış? Yırt at şu raporu, gözüm görmesin.<br />- Ne yazayım peki?<br />- 9 Aralık Cumartesi günü devlet hastanesinin acil servisinin önüne bir araç yaklaşmış ve bu araçtan aşağı bir adam atılmıştır. Doktor,hemen yardıma koşmuştur. Ancak doktor gelir gelmez hastanın nabzının atmadığını fark etmiştir. Müdahale etme fırsatı bulamamıştır. Arabanın rengi lambalar arızalı olduğu için seçilememiştir. Olayın tek tanığı olan hademenin gözlüğü yanında olmadığı için plaka da not edilememiştir. Cesedin kimliği tespit edilememiştir. Kuvvetle muhtemel ilçemizden değildir. Bilgilerinize arz ederim.<br />- Savcılığa yolluyorum efendim. <br />- Ha şöyle yola gel. Aslında zehir gibi çocuksun; ama adabı muaşeret eksik. Neyse neyse onu da ben öğretirim sana. Sen u işi bitir de bir kahve söyleyiver bana. Bir de sana zahmet yengenin siparişlerini de ayarlattırıver.<br />-Baş üstüne efendim. <em>Un çuvalı gibi fırlatmışlar adamı.</em>-Ne dedin? <br />-Başka bir emriniz demiştim?<br />-Yok yok, hadi sen şunları bir hallediver de.Melis Karakuşhttp://www.blogger.com/profile/12699408043338835157noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-66235136373635497142011-06-16T02:31:00.000-07:002011-06-16T06:35:58.817-07:00KarıncalarGece eteklerini çamurda sürükleye sürükleye gündüze doğru ağır aksak ilerliyor. Tabii bu durum yalnız bu yarımküre için geçerli. Başka yerlerdeyse bu durum şu anda burada görülenin tersine işliyor. Ama biz bakanlık fizik sınavı sorularından anlaşılacağı üzere bazı şeyleri kolay olsun diye yoksaymayı sevdiğimizden ikinci durumu bir istisna olarak ele alıp ona karşı üç maymunu oynuyoruz. <br /> Kaçırdıklarımızı delik deşik bir çamaşır filesine doldurmaya çalışıyor ve sonra da fileyi sırtımıza atıp geceyi takip ediyoruz. Ama gece kalabalığı yarıp dünyanın merkezine varmış bile. Biz de kalabalığın koltuk altlarını ayak parmaklarımızla ite ite geceye kavuşmaya çabalıyoruz. Kalabalık tek adım geçit vermiyor. Arada gelişen hafif kımıldanmalarla geceye yaklaşmaya çalışıyoruz. Bu kımıldanmalar o denli küçük ki sadece kendimizi kandırdığımızla kalıyoruz. Anlık hafıza kayıplarının sinir uçlarımıza nokta nokta batmasına alışıyoruz.<br /> Tam gecenin iç cebine kıvrılıp uykuya dalmışken gün ışığının izafi sıcaklığıyla oturduğumuz yerden doğrulup gözlerimizi ovuşturuyoruz. Biz her sabah huysuz çığlıklarla yeniden doğruluyoruz, yeni rahimlerden, bambaşka göklere doğuruluyoruz.Melis Karakuşhttp://www.blogger.com/profile/12699408043338835157noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-14571542966276213082010-11-05T13:00:00.000-07:002010-11-05T13:03:41.074-07:00GEÇTİYad olsun hayallerim<br />Çocukluğum kadar<br />Hatırlarım sizi,<br /> Haber olsun bisikletim<br /> Şimdi düz yollar değil geçtiğim,<br /> Görünce beni nazlanan kedim<br /> Oynadığımız oyun değil,<br /> Ey beni ağlatan derdim<br /> Güldüğüm sensin şimdi.<br /> <br /> BAHAR ÇAKMAKEDEBİYAT GALATASARAYhttp://www.blogger.com/profile/07073963693656590768noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-81439174058679754692010-11-05T12:46:00.000-07:002010-11-05T12:46:14.521-07:00<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Zamansız Hülya</div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">Fotoğrafçı ihtiyar amcaya…</div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">Her bir iz ellerde geçmişe akar</div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">Zaman vefasız sevdiğini çalar</div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">Ayna yansıtır, istenmez gerçeği</div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">Özlemese hatır, acımaz akla.</div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">Beyaz dost yüzünde ihtiyar amca</div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">Çocuk gibi masum şekerli sözler</div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">Gelecek adında şımarıklarsa</div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">Üzerse seni, cilvesini yaşa.</div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><br />
</div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">Karalar aştın, umudun deniz</div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">Bir su gibi hayat, ol hep aziz</div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">İhtiyar amca, bul sevdiklerini</div><div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">Zamanı aşmış, sevgili hülyada.</div><br />
BAHAR ÇAKMAKEDEBİYAT GALATASARAYhttp://www.blogger.com/profile/07073963693656590768noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-83508088991216566012010-11-05T12:44:00.000-07:002010-11-05T12:44:28.319-07:00 Ve Edebiyle Gidiyor Ebede<br />
Edebiyle gidiyor<br />
Ebede<br />
Donmuş bir bedende<br />
Duymayan,görmeyen<br />
Ve daha nicesi<br />
Unutmuş<br />
Hissetmeyeni farketmez kimse<br />
Ama sevmiş bir kalp<br />
Var bu bedende.<br />
<br />
Edebiyle gidiyor <br />
Ebede<br />
Geride saklanan <br />
Umutlar korkak<br />
Sessizlik hakim<br />
Ve donmuş bir beyaz<br />
İçinden can fışkıran <br />
Muhafazada<br />
Müşahade fırsat<br />
Şakıyan kederi serbestçe.<br />
<br />
Edebiyle gidiyor <br />
Ebede<br />
Yok olan yapraklar<br />
Ağlayan çağlayanlar<br />
Çağrısı geleceğin<br />
Ve aziz vefanın<br />
Bir dostun, cananımın<br />
Kapılmışım sihrine<br />
Canım rüyamın<br />
Beyaz bir tabut içinde<br />
Çok uzak, derinde<br />
Düşlerim, sevdiklerim<br />
Edebiyle gidiyor ebede <br />
Benimle birlikte. <br />
<br />
BAHAR ÇAKMAKEDEBİYAT GALATASARAYhttp://www.blogger.com/profile/07073963693656590768noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-31012651411292744692010-10-23T06:20:00.000-07:002010-10-23T06:21:53.627-07:00KoparılanlarIslak, yapışkan bir sıcak<br />Yalnız, hayalinle yalnız<br />Ateşe atılan adımlar<br />Hepsi geceyle korlanmış<br />Islak kasvet <br />Dört duvara sıvanmış.<br /><br />Akreple yelkovanın bitmeyen cengi.<br />Sisteki erişilemeyen hayalet.<br /><br />Islak bir kumlar<br />Dalgaların martılara yakarışları.<br /><br />Ve senin dudağının kenarında silik bir buse <br />Akrep yelkovana boyun eğince<br />Onarılmayı beklerken koparılanlar.Melis Karakuşhttp://www.blogger.com/profile/12699408043338835157noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-64262233752010884512010-09-25T09:29:00.000-07:002010-09-25T09:39:21.344-07:00TANRI'YI ÖLDÜREN ÇELİŞKİ-ikizime-<br /><br />''Tanrı var'' dedi<br />''Tanrı olmak zorunda.<br />Hayatta mutlu olmayan ölüleri<br />Mutlu edebilecek bir Tanrı...''<br /><br />Ölüler, kardeşim!<br />Ölüler,<br />-varsa gittikleri bir yer-<br />Bir ufak tabuta sığrıdırırlar<br />Tüm duygularımızı<br />Nasıl heyecanımızı, şaşkınlığımızı<br />-Daha kötü ne olabilir ki?-<br />Götürüyorlarsa<br />Mutluluğumuzu da götürürler<br />Kendini dünyamıza bağlamak için<br />Bizim bağlarımızı götürürler<br />Ölüler...<br /><br />Oysa ölüler, kardeşim!<br />Gittikleri bir yer yok ölülerin.<br />Duygularını, bedenlerini,<br />Fikirlerini ve<br />Anılarını<br />Bize bırakıp ''hiç'' olurlar.<br />Ölürler be kardeşim.<br />Tanrı olmak zorunda değil...<br />Hatta aslında<br />Ölülerin bıraktıklarıyla dönüyor dünya!<br />Üzüntümüz, sevincimiz, yaşama hevesimiz,<br />Toprağımız, meyvemiz bile onlardan...<br />Bencilliğini akıtmayı bırak de gözlerinden<br />Bak etrafına...<br />Ölmeden nasıl yaşanır dünya?<br /><br />Ve belki de filozof haklıdır,<br />Belki de Tanrı, kardeşim<br />Tanrı bu çelişkiyi yaratmak için<br />En başından öldü.Damla Çayhttp://www.blogger.com/profile/02595220763807576019noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-72588260480972964502010-08-27T12:32:00.000-07:002010-08-27T12:33:42.653-07:00Belki hani?<p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><b style="mso-bidi-font-weight: normal"><span style="font-family:Times New Roman;">Belki hani?<?xml:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" /><o:p></o:p></span></b></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Ne kadar çabuk değişti</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Zaman, durumlar, roller.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Bugün son kez bakarken sana</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Ona bırakmalıyım seni.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Benden daha çok hak etti mi seni?</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Umarım ancak zor.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Daha çok seviyor mu seni?</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">İşte bu imkansız.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Sen her şeyden önceydin.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Ve sanki her şeyden sonra da olacaktın.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><o:p><span style="font-family:Times New Roman;"> ***</span></o:p></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">“Elini ver.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Biraz daha yanıma gel,</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Sarılalım.”</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Özledim seni öyle görmeyi.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Elini tutabilmeyi.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Sarılmayı.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Şu an yaptığımız gibi değil,</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Gerçekten sarılmayı…</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Korkuyorum canım,</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Seni korkutmaktan korkuyorum.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">O yüzden git,</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Ben kimim ki.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Haydi görüşürüz mü belki hani? </span></p>Tunahan Aytaşhttp://www.blogger.com/profile/01391432868421646868noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-67248732868560025502010-07-29T14:20:00.000-07:002010-07-29T14:21:23.150-07:00Ayrılık Gibi<p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Değişmekten korkuyorum bu günlerde.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Kaçınılmazdan korkuyorum.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Seni vermeye çekiniyorum başkalarına.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Çünkü sen özelsin.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Kaçmazsın </span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Ya da saklanmazsın.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Sen neysen osundur.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Safsındır.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Alınma ama biraz da aptalsındır.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Yakınsındır.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Sırdaşsındır.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Beni benden iyi tanıdığını bile düşünürüm bazen.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Ama sen korkaksındır da.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Sevmezsin şımartmayı.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Biraz ağır abisin sanki.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Kızamazsın, küsemezsin.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Sen kendine şiirler yazdırırsın.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Usandırırsın.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Vazgeçilmezsindir sen.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Ve bu yüzden </span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Bile bile</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Çektirirsin bana.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Ama ne demiştim.</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Kaçınılmaz…</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Buyur git istediğin yere</span></p><p style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0cm 0cm 0pt" class="MsoNormal" align="center"><span style="font-family:Times New Roman;">Söz, unutacağım.</span></p>Tunahan Aytaşhttp://www.blogger.com/profile/01391432868421646868noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-41228641021402396152010-07-26T03:29:00.000-07:002010-07-26T03:33:46.198-07:00<strong><span style="color:#ff6600;">Beklemek üzerine</span></strong><br /><br />Sessizce bekler insan korkuyorsa<br />Sessizce izler uzaktan<br />Bekler seslerin dinmesini<br />Sessiz kalmak buna denir<br />Bağırmak cesaret ister ya<br />Beklemektir korkak adamın çaresi<br /><br />Beklemekten başka<br />Ne yapabilir ki<br />Eylemden uzak<br />Hayattan, cesaretten uzaksa<br />Alışmışsa, uyuşmuşsa eğer<br />Bekler olduğu yerde<br />Hareket etmeden<br />Düşünmeden bekler.<br /><br />Bekler ama<br />Beklediğini bilmez<br />Zamanın aktığını, ömrün bittiğiini görmez<br />Bekler ki mucizeler olsun<br />Ne mucizeler kaçırdığını bilmez<br />Hayatı bilmez bekleyen adam.birtıpöğrencisihttp://www.blogger.com/profile/12133647695016786919noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-52589549123417270472010-07-26T02:45:00.000-07:002010-07-26T03:21:10.577-07:00<span style="color:#ff6600;"><strong>beklemek üzerine</strong></span><br /><span style="color:#000000;"></span><br /><span style="color:#000000;">Sevgili gibi güzel, derler bahar havası</span><br />Baharda zaman hiç geçmiyor<br />Oturmuşuz pervaza, yaza hasret<br />Ellerde bardak bardak sabır<br />Beklemek bunun adı<br />Aramadan, yorulmadan bekleriz<br />Sormayız kimdir, hani sevgili?<br /><br />İşimiz yok gönül işinden başka<br />Gönülse sevecek birini bekler<br />Bekler ki heyecan geçsin bahçeden<br />Aşkın rengine bürünsün çiçek<br />Ve havada sanır güzel günlerin ışığı<br />Gönül bu, yalnızlığa alışır mı?<br /><br />Bahçede dolmuş vakitler gezmekte<br />Yüzümde birkaç çizgi<br />Soldu aşık çiçekler<br />ve işte bir sonbahar daha<br />Hep bir düştü sevgili<br />Sevdiğinden mi beklersin ah yüreğim<br />Kim öğretti sana beklemeyi?<br />Sen sevgilinin hayaline vurulmuşsun<br />Beklemekle ömür mü geçer.birtıpöğrencisihttp://www.blogger.com/profile/12133647695016786919noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-15795838929862724032010-07-20T04:19:00.000-07:002010-07-20T04:37:01.851-07:00<p class="MsoNormal" style="text-indent:35.4pt"><span style="mso-tab-count:3"> </span>KARAR</p> <p class="MsoNormal" style="text-indent:35.4pt">Rüyalarımızda ne kadar masummuşuz. Dürüstken bile en masummuşuz. Ne kadar da değişmişiz. Uzaklaşmışız anılarımızın küçük ama bir o kadar da gürültülü kahkahalarından. <span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span><span style="mso-spacerun:yes"> </span>-Sıkıldın sen de de mi? Hayattan, bu günlerinden…</p> <p class="MsoNormal">-Yoo, hayır. Ben böyle mutluyum. </p> <p class="MsoNormal">-Nasıl böyle mutlu olabiliyorsun ki?</p> <p class="MsoNormal">-Bakmıyorum, görmüyorum, ilgilenmiyor, umursamıyorum. </p> <p class="MsoNormal">-Yani sen aslında zaten yaşamıyorsun.</p> <p class="MsoNormal"><span style="mso-tab-count:1"> </span>Yaşayanların ölmek istediği, yaşadığını zannedenlerin devam etmek istediği bir hayat… Tarafımı seçemediğim bir ikilem… Deliriyorum galiba. Kendimle kavga ediyorum. Tanrım, neye dönüştüm ben? Masumiyetimi sattım. İsteyerek ve bilerek… Sen bana n’aptın?</p> <p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p> <p class="MsoNormal">-Ben bu hayatta en çok sana değer verdim. Rüyalarımızda hep seni gördüm. </p> <p class="MsoNormal">-Hayır, sen değer verdin, ben değil. Ben onu sevdim. </p> <p class="MsoNormal">-Hayır, sen yoksun ki. Sen, benimsin. </p> <p class="MsoNormal">-Değil, sen kendi kararlarını veremeyecek kadar acizsin. Senin bana ihtiyacın var. Sen, hiçbir şeysin. Kendinde övülecek, sevilecek bir şey aradın ve beni buldun. O kadar çok övdün ki beni, ben gerçek oldum. Ben karar veriyorum artık, ben istiyorum. Ben oluyorum artık, yeni kral benim (Kralım çok yaşa!)</p> <span style="font-size:12.0pt;font-family:"Times New Roman";mso-fareast-font-family: "Times New Roman";mso-ansi-language:TR;mso-fareast-language:TR;mso-bidi-language: AR-SA"><span style="mso-tab-count:1"> </span>İşte biz dünyayı böyle sevdik. Böyle seçtik tarafımızı. Neresi saçma değil ki burada mantık arıyorsun? Biz böyle karar verdik dünyada kalmaya, yolculuğu ertelemeye. </span>Tunahan Aytaşhttp://www.blogger.com/profile/01391432868421646868noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-54523074785897641352010-06-24T14:33:00.000-07:002010-06-24T14:34:30.474-07:00YalanBugün,<br />Bir farklısın sanki bugün.<br />Dürüstsün, neden <br />Bilmiyorum neden dürüstsün.<br />Ama tahmin edebiliyorum,<br />Benden çekinmiyorsun artık.<br />Açıksın, bağırabiliyorsun,<br />Deliriyorum.<br />Korkuyorum senden,<br />Hayattan, doğrulardan.<br />Ben senin gerçeklerinden korkuyorum.<br />Ben senin başka yüreklerde duyulan özleminden nefret ediyorum.<br />Senin bana bakışından korkuyorum.<br />Yasak olmaktan çekiniyorum.<br />Bugün,<br />Yalan söyle lütfen bana bugün:<br />“seni seviyorum”Tunahan Aytaşhttp://www.blogger.com/profile/01391432868421646868noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-19958442794051363332010-06-12T10:46:00.000-07:002010-06-12T23:41:12.939-07:00<strong><span style="color:#ff6600;">YAŞAMAK İÇİN</span></strong><br /><br />Yaşamak nedir bilmez ki<br />penceresiz koğuş<br />koğuştaki mapus<br />karanlıktaki korkak<br />Ve yaşamak nedir bilmez, gözünü kan bürümüş mahluk.<br /><br />Hiç yaşamamış say<br />sağır halkları<br />Çünkü hiç yaşamadı<br />sessiz halk şarkıları<br /><br />Yaşamak için<br />insanların kokusu gerek<br />biraz temiz hava<br />Ve alabildiğine<br />mis gibi<br />Özgürlük gerek insana<br /><br />Damağında kalması gerek<br />Coşkunun tadının<br />Tutkunun ve aşkın,<br />Yaşamanın aşkı,<br />Özgürlüğe doymak<br />gerek<br /><br />Ve bir tek lokmada, bir yudumda saklı<br />coşku, tutku, aşk<br />Ve hürriyet<br /><br />Yaşayamam ben<br />ellerim toprağa değmedikçe<br />hissetmedikçe<br />kalabalığın nefesini ensemde<br />ellerimiz kavuşmadıkça<br /><br />Yaşayamam özgür olamazsam.birtıpöğrencisihttp://www.blogger.com/profile/12133647695016786919noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-75002522126771954012010-06-12T10:38:00.000-07:002010-06-12T23:41:50.945-07:00<strong><span style="color:#ff6600;">YAŞAMAK İÇİN</span></strong><br />Yaşamak nedir bilmez ki<br />Karanlıktaki kadın<br />Uzakta sevgili<br />Gelmesi yakın<br />Ve kör bıçak<br />Ve aşkın gözleri<br /><br />Hiç yaşamamış say<br />Sağır aşkları<br />Çünkü hiç yaşamadı<br />Sessiz aşk şarkıları<br /><br />Yaşamak için<br />Sevgilinin kokusu gerek<br />Biraz taze kolonya<br />Ve alabildiğine<br />Mis gibi<br />İğde ağacı gerek insana<br /><br />Damağında kalması gerek<br />Coşkunun tadının<br />Tutkunun ve aşkın<br />Sevgiye doymak<br />Gerek<br /><br />Ve bir tek lokmada, bir yudum suda gizli<br />Coşku, tutku, aşk<br />ve sevgi<br /><br />Yaşayamam ben,<br />Tenim tenine değmedikçe<br />Hissetmedikçe<br />İnsan ılıklığını bedenimde<br />Ellerimiz kavuşmadıkça.<br />Sevemem yaşayamazsam...birtıpöğrencisihttp://www.blogger.com/profile/12133647695016786919noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-23609898708309421872010-06-10T09:15:00.000-07:002010-06-12T12:01:11.719-07:00bedelsizdirsayfa sayfa<br />aydınlansın gecemiz<br /><br />kaçmadık bu defa<br /><br />şişkin parmaklarında sigar<br />bahşiş kovalarsın murat<br /><br />biz seni yazmadık mı<br /><br />biz<br />sayfa sayfa<br /><br />isimsiz<br />taze sonbahardan <br />alınlığımız<br /><br />muratın cebine kararan yoldaUnknownnoreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-74916980067109801692010-06-09T03:34:00.000-07:002010-06-26T15:06:40.467-07:00SessizÇaresizim.<br />Anılarımda, bugünümde ve yarınımda<br />Keşkelerimi attığım için pişmanım.<br />Gölgesinden çıktıkça vuruyor yüzüme<br />Her gün biraz daha çok,<br />Bugünün benden götürdükleri.<br />Çaresizim.<br />Her gün biraz daha dışında buluyorum kendimi<br />Bu yalan, bu yapmacık düzenin.<br />Sorguluyorum kendimi;<br />Onlarda değil bende sorun,<br />Biliyorum.<br />Çıldırıyorum,<br />Utanıyorum düşüncelerimden,<br />Utandırılıyorum.<br />Yasaklanıyorum, sınır çektiriliyorum.<br />Anlatamıyorum, artık susuyorum<br />Senin karşında, anlatacak o kadar şeyim varken.<br />Kabuğumda mutluluğa zorlanıyorum,<br />Oluyorum da…<br />Çaresizim,<br />Mutlu oluyorum.<br />Kaybettireceklerini düşünmeden gülüyorum<br />Kaybettiğimi bile bile arıyorum<br />Çaremi.<br />Nerdesin, kiminlesin,<br />Çaresizim,<br />Konuşamıyorum.Tunahan Aytaşhttp://www.blogger.com/profile/01391432868421646868noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-58166141237614010282010-06-07T08:34:00.000-07:002010-06-07T08:35:16.478-07:00KarmaşaBeni yalnız bırakmayın. Koruyun beni onlardan. Onlar çok korkutuyorlar beni, insanlar, düşünceler, olaylar, kendim… Yanımda olun, sizinleyken ağlayamıyorum. Hüznümü içime gömüyorum, içe doğru akıyor gözyaşlarım. Anlık yalnızlıklarımda salıyorum onları. Artık her zamankinden daha fazla düşünür oldum acaba değiştim mi diye. Yoksa hain ayna gerçek yüzümü mü gösterdi bana? Her şeyim derken bensizlik üzer mi onları diye düşünmeye başladım artık. Suçluluk hissederler mi acaba beni yetersiz bulanlar? Ağlayacak arkadaş aramak ne kadar da sefilce… Şüphe duyuyorum en yakın arkadaşımdan bile. Evet, kıskanıyorum onu. Durum, hayat, onlar sefil değil, benim sefil olan. Kırın tüm aynaları, hatta toplatın tüm ekranları, siyah camları. Yansımama bile dayanamıyorum artık. Yumruk atabilsem keşke kendime... Hem nefretimi hem öfkemi boşaltırım kendime karşı. Kendime yapmak istediğim o kadar çok şey var ki. Kayboluyorum deneyip yapamadıklarımda. Bitirmem gerektiğini kabullenemedim asla. Hep yeni bir şans yalvardım, belki düzelirim diye. Kontrol edemiyorum kendimi. Kaybediyorum bilincimi. Bu eller, benim mi onlar, ben istemeden alkışlayan bu hayatı? Hayır, ben olamam bu. Hissedemedim, her zaman akılcıydım. Şu an kaybetmek istiyorum onu. Kalbime bırakacağım her şeyimi. Ruhumu, salacağım onu. Naparsa yapsın onunla? Hep bunu haykırmadı mı bana zaten? Hapisti bende. İşte birazdan özgür olacak. Sonrasına dair tek umudumun bu olmasından utanıyorum, suçluluk hissediyorum. Yaşamayı bile başaramıyorum ben. İlk kez haykırabiliyorum bunu, ben yeteneksizim. Sefilim, hadi acıyın bana. Yapacağıma aptallık diyin. Ben buna kurtuluş diyeceğim. Daha beter batamam değil mi? Borcumu ödeyemem herhalde. Beni yalnız bırakmayın. Koruyun beni kendinizden. Çok korkutuyorsunuz beni. Niteliğim fazlalıksa giderim o zaman. Birlikte başlamamız üstün olmanızı değiştirebilse keşke. Evet, bitti. Bitti belki ama ben daha bitmedim. Kalbim bitmedi. Dağıtamıyorum aklımı. Anla artık istenmiyorsun. Git. Rahat bırak beni, fazlalığım. Borçlu kalma kimseye. Azat ettim seni. Ancak şefkat bekleme kimseden. Gidersen ayrılırız. Başlamamızla bitişimiz aynı olmayacak, ne yazık. Git, rahat bırak beni. Kim dedi en yakınız diye? Sevmiyorum seni. Yalnız kalmak istiyorum. Aklım gitti, rahat bıraktı. Korkmadı acıdan. Denedi en kolayını. Uçuyor ruhum. Borçlu da olsa gittim. Sevgim yeter sana emin ol, en yakın dostum. Hiçbir şeye değil, sana üzülüyorum. Seni kaybettiğime. Korkuyorum senden, borcumdan. Özür dilerim, yapamadım burada. Israrcı olamadım, affet. Benden uzun yaşayacaksın, emin ol. Elveda…Tunahan Aytaşhttp://www.blogger.com/profile/01391432868421646868noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-2149284262831256872010-06-07T07:46:00.000-07:002010-06-07T07:47:58.213-07:00KORKUGüneşin doğuşunu izleyen gözler<br />Ya da niyetlenip dayanamayanlar,<br />Onsuz kalmaktan korkanlar<br />İntihar süsü verilmiş korkularım…<br /> * <br />Gözler kapalıyken görülenler<br />Ya da açıp onu isteyenler,<br />Hapsolmaktan korkanlar <br />İntihar süsü verilmiş korkularım…<br /> * <br />Umursamaz gözükmek için gidenler <br />Ya da gözleri arkada kalanlar,<br />Unutulup silinmekten korkanlar<br />İntihar süsü verilmiş korkularım…<br /> * <br />Ününü kaybetmemek için rol yapanlar<br />Ya da hiç sahip olamayanlar,<br />Prensiplerinden korkanlar<br />İntihar süsü verilmiş korkularım…<br /> *<br />Sensiz kalmış gibi<br />Gözümden akan yaşlar.<br />Senleymiş gibi<br />Suratımdaki mimikler.<br />İntihar süsü verilmiş<br />Yarından korkan korkularım.Tunahan Aytaşhttp://www.blogger.com/profile/01391432868421646868noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-30320499792743519202010-06-07T07:39:00.000-07:002010-06-07T07:45:37.229-07:00Ayla Güneşin ÖzlemiKaldır başını, bak hala parlıyor. Görmüyor musun? Bırak acıtsın gözlerini, sınırları ne yapacaksın? Acılar huzura dönüşür, belki hala bir umut vardır içinde temizlenmek için, onda da sabır içine işlemek için. O kadar benimseme, ne de olsa benim o. Her ne kadar ben ihtişamlı ama sahte yıldızların esiri olsam da.<br />Bulutlar kapatır her zaman önümü, gözlerimi, umudumu. Benim yarattığım bulutlar, hem içimde hem de önümde olanlar, engellemeyin. Ben hazırım kaybetmeye, çıplak olmaya herkesin önünde, sorulmamaya, bilinmeye. Acısın, onu isterim zaten. Sınırsız bir ben, bir dünya… Temizlenmişken acısa ne fark eder.<br />Bakamam artık, sevemem. Sabır mı, bana verilmemiş. Yıldızların arkasını görüp söyleyememekten, bulutların şeffaflığından sonra ne sabrı… Beni düzeltmeye çalışmayın, kırılmadım ki ben. Kendinizi gösterin utanmadan, her ne kadar zor olsa da.<br />Ayla güneş aynı anda yüzlerini gösterdiğinde gelirim demiştim. Güneşin kararı belliymiş zaten, reddedilen aymış, hep elinde kalemi, gözlerinde nemle bakan kağıda.Tunahan Aytaşhttp://www.blogger.com/profile/01391432868421646868noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-71181069386557457642010-06-07T07:30:00.000-07:002010-06-07T07:39:19.453-07:00HOŞÇAKALINBurası güzelmiş, her gelişimde derim gerçi ama gidişte… Son günlerde ayrılmak daha zor geliyor. Yol göstermek kolay ama buna mecbur olmak zor geliyor. Sanki bu sefer ölmek kolay, uçmak zor geliyor.<br /> Vakit geçiyor, hava soğuyor yavaş yavaş. Toplamam lazım onları ama önce kendimi toplamalıyım. Hazır mıyım ki buna, bu yolculuğa, uçmaya ardımda hiçbir şey bırakmadan, uçmaya arkama bakmadan?<br /> Belki son uçuşum bu buradan, belki son görüşüm burayı, bu denizi, bu doğayı. Belki son alışım bu temiz havayı. Belki son havalanışım, belki son terk edişim.<br /> Kanatlarımın altından geçiyor hava yine hızlıca, acıtmadan ya da her zamankinden daha çok acıtarak kalbimi. Sanki düşüyorum ilk defa, ilk defa zorlanıyorum uçmakta. Sanki dönmek istiyorum başladığım yere ama artık tek çarem var bitirmek, sadece bitirmek, geri dönemem. Düşeyim o zaman heybetli dağlara, uçsuz bucaksız denizlere. Öleyim o zaman her şeyin bittiği yerde, tam şu anda. Herkese, hoşçakalın.Tunahan Aytaşhttp://www.blogger.com/profile/01391432868421646868noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-84779289843034521362010-06-07T07:08:00.000-07:002010-06-07T07:09:50.510-07:00Mor TezatlarGeçen haftadan kalmış mor bir çiçek. Buram buram hatıra kokan; ama her nefeste tükenen ve tüketen. Bir defter arasında sanki yıllar önce unutulmuş, sahibinin kederi ona da vurmuş. Taç yapraklarına çamur bulaşmış, eski heybeti lif lif olup dağılmış. Görkemini kaybetmiş bir imparatorluğun başkenti gibi, yorgun İstanbul'um gibi, hüzün dolu ve yıpranmış. <br /> Bir hafta önce taptaze parlayan, içinde bulunduğu ortama baharı ve mutluluğu taşıyan mor bir çiçek. Aklı başından gitmiş bir insan gibi fazlasıyla mantıklı ve hayatın sillesini yemiş bir âlim gibi uçarı. Tüm tezatların buluşma noktası. Zalim; ama bir o kadar da ürkek. Senin gibi, benim gibi. Sahip olduğum tüm yalanlar kadar gerçek ve tüm barbarlar gibi insancıl. Veda gibi soğuk ve uzak, bilinmeyene yürümek kadar tehlikeli ve heyecanlı. Gözyaşların gibi timsah ve sözlerin gibi zehr-i zakkum. Mor çiçek mağrur ve mağrurluğunun on katı kadar tehlikeli. Ağırbaşlı ve öfkeli.<br /> Dün sana dair yazarken baş ucuma koyup hayallere daldığım, bugünse bakarken sana olan nefretimi haykırdığım zavallı mor çiçek. Bir hafta önce buradan ve benden çok uzakta rüzgârlara direnen, yel değirmenleriyle savaşan, şimdiyse bana tek kelime söylemekten aciz olan mor çiçek. <br /> Kırılmış sapıyla var olmaya çalışan, aslında senden de benden de güçlü olan bir tılsım. Annemin adından çok daha önce bellediğim ve dünyaya gelmeden önce bile boynumda taşıdığım. <br /> Onlara böyle bağlanmamış olsam bir belediye çöplüğünde kendini kaybetmiş olacaktı zavallı mor tezatlarım. Dün boğazımda düğümlenmiş bir hece, bugün maskemi evde unuttuğumda omzunda ağladığım zavallı bir şehir, yarın için dilediğim birkaç sihirli sözcük... Ben, solmuş mor çiçek ve intihara eğilimli mor tezatlarım. Beti benzi atmış, en sevdiği insanı kaybetmiş, umudunu bozdurup bozdurup harcamış üç zavallının hayata tutunma çabaları.<br /> Bir hasta odasında bağırış çağırışlar. Hasta yatağının yanı başındaki sehpada eğri büğrü mor bir vazo. Vazonun içinde sapı kırılmış mor bir çiçek. Vazonun önünde mor bir zarf. Zarfın içinde eski bir sevgiliden gönderilmiş mor tezatlar. Mor çiçeğe ve mor tezatlarıma son bakışım. Zihnimle bedenimi birbirinden ayırıp sonsuz bir beyazlığa uzanışım.Melis Karakuşhttp://www.blogger.com/profile/12699408043338835157noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-33098135073267659472010-06-06T10:33:00.000-07:002010-06-06T10:34:13.966-07:00TutsakSen gittikten sonra bana kalan koskoca bir yalan,<br /> Boşluğunu doldurmaya çalışan...<br /> Gittiğin yer öyle uzak ki bana...<br /> İsteseydin gelirdim dağları yırtarak,<br /> Koşardım çöllerde kavrularak.<br /> Mutluluk bana çok uzak,başımda gardiyanım,<br /> Ruhum gözlerinde tutsak.<br /> Bazı kelimeler artık bize yasak,<br /> Mantığım ve bedenim birbirinden çok uzak.<br /> Hareket vakti geliyor ve adımlarım trene yaklaşıyor,<br /> El sallayanım bile yok ardımdan.<br /> Beyaz bir mendil atıyorum pencereden hayali bir sevgiliye,<br /> Yolum uzun,bekleyenim yok gideceğim istikamette,<br /> Ne bir eş, ne de bir dost...<br /> Ruhumsa bedenime inat savruluyor rüzgarlara,<br /> Dalıyor eşsiz hülyalara.<br /> İkisinde de sen varsın daima,<br /> Uzayan giden mesafelere inat.Melis Karakuşhttp://www.blogger.com/profile/12699408043338835157noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-84422754716204662982010-06-06T10:31:00.000-07:002010-06-06T10:32:58.218-07:00SepyaBeni sevmediğini bildiğimden senden tüm umudu kesiyorum.Sahte bakışlarını yorumlayarak geçiremem çünkü ben bu koskoca ömrü.Hayat güzel , sensiz de açıyor tüm çiçekler , hem de umuda ve mutluluğa boyanmış hepsi.Eskiden bakışlarının etkisindeyken ben , sen tek bir damla yaştın gözlerimden süzülen.Artık yepyeni limanlara dönük yüzüm , sonunda yakamı bıraktı hazan rengi hüzün.Zaman geçiyor , senle olduğundan daha hızlı üstelik.Maskeli balon bitti ve prensesin camdan pabucunu geride bırakıp gitti.Hoş , gözünde hiçbir değeri yok ettiğim kelamın , ben senin için gecikmiş bir elvadayım.Huzurluyum , hayatımdan götürdüğün dert silsilesinden sonra gözlerimi kırpıştırarak gülümsüyorum geçip giden sepya hatıralara.Özlemiyorum seni aramızdaki kalın duvarların arkasından;çünkü en yakın olduğum anda bile en uzaktan daha soğuk davrandın bana.Sensiz , kelimeler bile daha ümitli anlamlar yükleniyor sırtlarına.Aşkın kör dedikleri gözü giderek açılıyor.Düşen maskenin ardından görüyorum gerçek yüzünü.Hercai gönlümün delice kapıldığı ve aklımın kendini fazlasıyla kaptırdığı bir masalsın sen.Günden güne eskiyen ve tarihin tozlu sayfalarında yer edinen...ve zamanla yitip giden...<br /> Peki ben niye sana dair yazıyorum haftalardır ve niçin adın dışında bir kelime dökülmüyor ağzımdan.Sebebi bende saklı biliyorum;ama ne iyice yaklaştım ne de duyuyorum.Sonuçta anlayamıyor ve anlatamıyorum.Seni özlüyorum hiç özlemediğim kadar..Senden yadigar siyah-beyaz fotoğrafları sıkıştırıyorum avucumda , hiç var olmamış olsalar da.Kendime yalan söyledim ben aslında yazdıklarımda.Her ne kadar yüzüne gülsem de nefretimi saklayamıyorum içimde , seni sevdiğimi ve hep seveceğimi artık anla.Melis Karakuşhttp://www.blogger.com/profile/12699408043338835157noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5514649776738597271.post-7005311664070873072010-06-06T10:30:00.000-07:002010-06-06T10:31:20.351-07:00Anılar ve SenYüzün yavaş yavaş siliniyor belleğimden.Masum ve güzel anılar da yüzüne eşlik ediyor dönüşü olmayan bu yolda.Beni aşka inandırmak için o kadar uğraşmıştın oysaki...Yazık oldu bize,sadece bunu söyleyebilirim.Küllerinden doğan bir aşkın hazin sonu.<br /> Sensiz her şeyin boş ve anlamsız geleceğini sanırdım.Yalan değilmiş,başlarda fazlasıyla zor oldu.Bitkisel yaşamda gibiydim.Hayata pamuk iplikleriyle bağlıydım.Kendimi zorlayıp bu ipliklere sıkı sıkıya sarıldım.Senin de mutlu olmamı istediğini biliyordum.Tuhaf biliyorum;ama gitmeyi isteyen de bendim,üzülen de ben...Tabii ki sen beni yine hayata bağladın.Senin varlığın bana yaşama inancımı kazandırıp geçmekte olan günlerin değerini hatırlattı.Üzgünüm,her şey için...Nedensiz gidişime nedenler bulmakla uğraşıyorum günlerdir.Derler ya ''Doluya koysam almıyor,boşa koysam dolmuyor.''diye,aynen onu yaşıyorum şu aralar.Gözlerimi kapatıp yaptıklarımı düşünüyorum.Saklambaç oynuyormuşçasına kaçışımı,senin de peşimden gelişini...Seni hep üzdüğümün farkındayım.Bu yüzden arkadaşlığın en doğru yol olabileceğine karar verdim.Yok, yok!O da olmaz sanırım.En iyisi yolları ayırmak olacak.Hoş bir elmanın iki yarısı ayrılsa ne olur ki?<br /> Bu kadar melankoli sana da bana da yeter.Hayatın her şeye rağmen güzel olduğunu unutma.Bak ben de alıştım.Her ne kadar suçlu ben olsam da senin hâlâ beni düşündüğünü ve özlediğini biliyorum.Bazı kelimelerin ağzımdan hep zar zor çıktığını bilirsin.Şu an da sana iki kelime söylemek istiyorum ikimize dair.Bu iki kelime ya bu ikili deliliğe son verecek ya da şansımızla birlikte dünya da bizim için tersine dönecek.Her şeye rağmen uyu ve beni gör rüyanda.Bekle beni, belki bir gün diye umutla...Melis Karakuşhttp://www.blogger.com/profile/12699408043338835157noreply@blogger.com1